Gözden kaçırmayın

İslâm Ahlâkı ve Siyasetin Temel İlişkisi
İslâm ahlâkı ve siyaset arasındaki ilişki, insanlık tarihi boyunca önemli bir tartışma konusu olmuştur. Bu bağlamda, siyasetin özü itibariyle ahlaki bir eylem olduğu vurgulanmaktadır. Siyaset, insanın dünyayı değiştirmeye başladığı andan itibaren gerçekleşmeye başlayan bir varoluş biçimi olarak tanımlanmaktadır.
İnsanın Dünyayı Değiştirme İradesi
Bütün yaratılmışlar arasında dünyayı değiştirmeye ve farklı bir hale getirmeye dönük bir iradeye sahip olan tek varlık insan olarak belirtiliyor. Bu özelliği insana Allah tarafından bir emanet olarak verilmiştir. Bu emaneti yüklenen insanın önünde ise iki temel seçenek bulunmaktadır.
Dünyayı İmar ve Bozgunculuk Arasındaki Seçim
İnsanın bu emaneti nasıl değerlendireceği, dünyayı ya imar etmesine ya da bozgunculuk ve yozlaşmaya sürüklemesine neden olacaktır. Bu bağlamda, yapılan seçimler insanlığın geleceğini belirleyici niteliktedir.
İmar ve Bozgunculuk Unsurları
Dünyayı imar etmek, adalet, eşitlik, huzur ve refahın tesis edilmesini ifade ederken, bozgunculuk ise yıkım, adaletsizlik, eşitsizlik ve huzursuzluğa yol açan eylemleri kapsar. Bu iki zıt durum arasındaki denge, insanlığın varoluşsal tercihini ortaya koymaktadır.
- İmar: Adalet, eşitlik, huzur, refah
- Bozgunculuk: Yıkım, adaletsizlik, eşitsizlik, huzursuzluk
Bu nedenle, İslâm ahlâkı siyasetin temel bir unsuru olarak kabul edilmekte ve siyasi kararların ahlaki değerlere uygun olması gerektiği vurgulanmaktadır.
Yorumlar
Yorum Yap