Gözden kaçırmayın

Şam'ın Kandili: İmam Nevevî'yi AnlamakŞam'ın Kandili: İmam Nevevî'yi Anlamak

Türkiye, yakın coğrafyasındaki gelişmelere dair tutumunu yeniden gözden geçiriyor. Özellikle Suriye ile ilgili olarak uzun süredir devam eden mesafeli bakış açısı, son dönemde farklı bir yöne evriliyor. Kamalizmin temelinde yatan idealler, ülkenin yüzünü Batı’ya çevirmişken, günümüzde bu algıda bir değişim yaşanıyor.

Atatürk’ün kurduğu modern Türkiye'nin "muasır medeniyete" ulaşma hedefi, birçok neslin eğitiminde ve politikasında temel bir direk olarak benimsendi. Ancak, Türkiye’nin güneyindeki ve doğusundaki komşularıyla ilişkileri konusunda eleştiriler ve nefret söylemleri de tarih boyunca eksik olmadı. Bu söylemler, zamanla Türkiye'nin içinde bulunduğu jeopolitik konumu dikkate alarak daha sağduyulu değerlendirmelere evrilmeye başladı.

İran gibi bölge ülkeleriyle yaşanan olaylar, Türkiye’nin komşularına yönelik daha farklı bir perspektife doğru adım atmasını sağladı. Her ne kadar zaman zaman tansiyon yükselse de, güney komşularına yönelik ilgi artırılıyor. Türkiye, Suriye’nin varlığını ve bölgedeki dinamikleri artık daha geniş bir pencereden değerlendiriyor.

Bu gelişmelere rağmen, Türkiye'nin Batılılaşma sürecinde izlediği yol ve muasır medeniyet hedefinden vazgeçilmiş değil. Ancak, yeni dönemde komşularıyla daha yakın bir iletişim ve işbirliği fırsatları değerlendiriliyor. Bu yaklaşım, bölgedeki barış ve istikrar için yeni kapılar aralayabilir.

Bu bağlamda, Kamalizmin 100 yıllık süreciyle birlikte Türkiye’nin bölgesel vizyonunda yaşanan bu değişim, önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Hem ulusal hem de uluslararası düzeyde, bu tür değişimler dikkatle izleniyor.